sağlık ve beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık ve beslenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

vitaminler ve yararları - a b c d e ... vitaminleri - vitamin çeşitleri

http://img.mynet.com/ha3/y/yemek.jpg

Vitaminler yağda eriyenler ve suda eriyenler olmak üzere iki gruba ayrılırlar.

a) Yağda eriyen vitaminler: Yağda ya da yağ çözücüde eriyen vitaminlerdir. Fazla alınmaları durumunda karaciğere depo edilebilirler. Bu nedenle, bu vitaminlere bağlı hastalıklar nadir görülür. Örneğin, karaciğerde depolanan A vitamini, bu vitaminde hiç almayan bir kimseye on ay kadar yetebilir. Yağda eriyen vitaminler A,D,E ve K vitaminleridir.

A vitamini : Bu vitamin eksikliğinde büyüme ve gelişme yavaşlar. Çünkü E vitamini ile beraber büyümede de etkilidir. Yetersiz alındığında, merkezi sinir sisteminde bozukluklar çıkar. Göz dokularında bozulmalar ve gece körlüğü başlar. İnsan A vitamininin iki şekilde karşılayabilir: Birincisi ; A vitamini halinde, karaciğer, yumurta sarısı, balıkyağı ve tereyağında bulunur. İkincisi; provitamin A (karoten) halinde, vücuda alındıktan sonra ince bağırsak ve karaciğerde A vitaminine çevrilir ve karaciğerde depo edilir.

D Vitamini : Bu vitamin eksikliğinde kalsiyum ve fosfor metabolizması bozulur ve kemikleşme olmaz. Çocuklarda kemik eğriliği olarak görülen raşitizm hastalığı orta çıkar. Bu vitamin balık yağı, süt, yumurta akı ve karaciğerde bulunur. D vitamini öncül maddesi basız bitkisel ve hayvansal besinlerle vücuda alınarak, deriden güneş ışığının yardımıyla D vitaminine dönüştürülebilir.

UYARI : A ve D vitaminleri suda erimedikleri için, vücuttan atılamaz ve depolanırlar. Bu nedenle fazlası vücuda zarar verir.

E vitamini : Özellikle bitki tohumlarından elde edilen yağlarda bulunur. Günlük besinlerde bulunduğu için eksikliği fazla görülmez. E vitamini eksikliğinde kısırlık görülür. Bu vitaminin eksikliğinde ayıca karaciğer, kalp ve damar hastalıkları ortaya çıkar ve büyüme yavaşlar.

K Vitamini : İnsan vücudunda, bağırsakta yaşayan bakteriler tarafından sentezlenir. Balık, et, süt ve yeşili sebzeler K vitamini bakımında zengindir. Bu vitamin eksikliğinde kanın pıhtılaşması gecikir. Çünkü bu vitamin pıhtılaşmada etkili olan bir maddenin karaciğerde yapılmasını sağlar.

b) Suda eriyen vitaminler : B grubu olarak adlandırılan B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9, B12 ve C vitamini suda eriyen vitaminlerdir. Fazlası vücutta depo edilemez. İdrarla atılır. Bu nedenle her gün ihtiyaç kadar alınması gerekir.

B1 Vitamini ( Thiamin ) : Vücuda az alındığında, iştahsızlık dirençsizlik ve kas krampları görülür. Fazla eksik olursa beri beri denilen sinir sistemi zayıflaması hastalığı ortaya çıkar. B1 vitamini tahıl kabuklarında bol miktarda bulunur.

UYARI : B1 vitamini içeren yiyecekler suda pişirilirken, vitaminin büyük kısmı suya geçer. Bu nedenle bu su atılmayıp kullanılmalıdır.

B2 Vitamini ( Riboflavin ) : Büyüme ve gelişme için gerekli bir vitamindir. Karbonhidrat, protein ve yağlardan enerji elde edilmesinde etkilidir. Vücuda demir emilimini kolaylaştırır. Solunum enzimlerinin yapısına katılır. Eksikliğinde deride beyazlıklar, tırnakların kırılması, deri ve ağızda yaralar oluşur.

B3 Vitamini ( Niasin=Nikotinik Asit=PP ) : Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında rol oynar. Eksikliğinde deride yaralar, saçlarda ağarma, dökülme, kepeklenme ve sinir sistemi bozuklukları görülür. Eksikliğinde vücudun özellikle ışık gören kısımlarında kırmızı deri yangısı şeklinde ortaya çıkan pellegra hastalığı görülür. Hastalığın ilerleyen safhalarında ruhsal dengesizlikler ortaya çıkabilir.

B5 Vitamini (Pantotenik Asit ) : Karbonhidrat,protein ve yağ metabolizmasında etkilidir. Eksikliğinde deride yaralar,saçların renginin değişmesi,sinir sistemi bozuklukları ve saç dökülmesi görülür.

B6 Vitamini (Pridoksin ) : Alyuvarlarda solunum gazlarını taşıyan, hemoglobinin sentezinde gereklidir. Eksikliğinde kan yapımında ve sinir sistemine bozulma, sinirlilik, uykusuzluk ve yorgunluk görülür.

B7 Vitamini (Biotin ) : Bu vitamin enzimlerin yapısına katılan koenzim olarak görev yapar. Karaciğerde amonyaktan üre oluşumunda, yağ asitleri ve amino asitlerin kullanılmasında etkilidir.

B9 Vitamini (Folik Asit ) : Kemik iliğinde kan hücrelerinin yapımında ve amino asit metabolizmasında görevlidir. Eksikliğinde kansızlık (anemi ) ve deride yaralar görülür.

B12 Vitamini (Kobalamin ) : Protein metabolizması için gereklidir. Kemik iğlinde kana yapımında görev alır. Bu vitaminin eksikliğinde kansızlık, iştahsızlık, yorgunluk ve ruhsal bozukluklar görülür. İnsanda bağırsakta yaşayan bakteriler bu vitamini sentezlerler.

C Vitamini : Hücre metabolizmasında, zehirlerin etkisini yok etmede, hücreler arası maddenin oluşmasında, yaraların iyileşmesine, kan yanında ve hemoglobinin yapımında rol oynar. Eksikliğinde damar duvarlarındaki hücrelerin yapısı bozulur. Bu durumda kan kılcal damarlardan sızar. İlk olarak diş etlerinde kanamalar şeklinde ortaya çıkar. Belirtileri bu şekilde olan hastalık skorbüt adını alır.
alierbulut

vücudumuzu koruyan vitaminler

http://www.hickerphoto.com/data/media/185/vitamin-c_12926.jpg

Vitaminler, vücudumuzda büyüme ve gelişme, sinir ve sindirim sisteminde işlevlerin tam olarak gerçekleştirilmesi ve vücudumuzda besin öğelerinin daha iyi bir şekilde kullanılabilmesi için anahtar role sahip besin öğeleridir. Birçoğu vücudumuzda sentez edilemez ve bu nedenle dışarıdan besinlerle alınması zorunludur. Vücudumuzun düzgün çalışmasını sağlayan vitaminler aynı zamanda bağışıklık sistemimizi düzenleyerek, bizi hasta olmaktan korurlar. Bu bahar soğuk algınlığı yaşamak istemiyorsanız, bağışıklık sistemi üzerinde etkileri olan vitaminleri ve hangi besinlerde bulunduklarına bir göz atın…
** A VİTAMİNİ: Yağda eriyen bir vitamin olup, vücudumuzda karaciğerde depolanmaktadır. Bağışıklık sistemi için olan önemi, deri bütünlüğünü sağlaması ve hücresel olaylarda olan görevlerine bağlanmaktadır. A vitamini yetersizliğinde hücresel olaylarda değişiklikler gözlenir ve deri bütünlüğü bozulur. Bu sorunlarda, bağışıklık sisteminde olumsuzluklara neden olur ve zararlı mikroorganizmaların vücudumuza girişini kolaylaştırır. A vitamini yetersizliğinde, vücudun enfeksiyonlara karşı direncinin azaldığını gösteren birçok bilimsel çalışma vardır. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlamak için yeterli miktarda A vitamini alınması gerekir. Bu vitaminden zengin besinler; karaciğer, balık, süt, tereyağı, yumurta sarısı, ıspanak, havuç, kayısı ve domatestir. Bu besinlerden düzenli olarak tüketmek günlük A vitamini gereksinmenizi karşılamanızı sağlar. Unutulmaması gereken bir nokta ise, karaciğeri mümkün olduğunca az tüketmektir. Çünkü karaciğer vitaminlerin depo organı olduğu gibi, bazı toksik (zehirli) maddelerin de depolandığı organdır.
** E VİTAMİNİ: Güçlü bir antioksidan etkiye sahip olan E vitamini, vücudumuzun serbest radikallerden temizlenmesinde rol oynar. Bağışıklık hücreleri, serbest radikallerin oluşturacağı zararlara karşı daha duyarlı olduklarından, bu hücrelerin düzgün olarak çalışması için yeterli E vitamini almak önemlidir. Önerilen düzeyde E vitamini alımının, grip riskini ve özellikle yaşlılarda solunum sistemi enfeksiyonları riskini azalttığı bilinmektedir. Enfeksiyon döneminde ise, yeterli E vitamini almak önemlidir çünkü bu vitamin mikropların kandan temizlenme hızını arttırmaktadır. E vitamininden zengin besinler; bitkisel sıvı yağlar, fındık, fıstık, ceviz gibi yağlı tohumlar ve buğday embriyosudur. Bu tür besinlerin günlük beslenmemizde yer alması önemlidir fakat içerdikleri yoğun enerji ve yağ nedeni ile tüketiminde aşırıya kaçılmaması önerilmektedir.
** B GRUBU VİTAMİNLERİ: B-kompleks vitaminlerinden olan riboflavin, B6, folik asit ve B12 vitaminlerinin bağışıklık sistemi üzerinde etkileri olduğu bilinmektedir. Bu vitaminler arasında bağışıklık sistemi ile en güçlü ilişkiye sahip olan vitamin B6 vitaminidir. Bu vitaminlerin yetersizliklerinde, bağışıklıkta azalma gözlenir. Özellikle B6 vitamininin yetersizliği yaşlılarda bağışıklık hücrelerinde oluşan olumsuz değişikliklerle ilişkilidir. Bağışıklık sisteminin görevlerini tam olarak yerine getirebilmesi için, bu vitaminlerin yeteri miktarda alınması gerekir. Riboflavinden zengin besinler, süt ve süt ürünleridir. B6 vitamininden zengin besinler; sakatatlar ve tahıl tohumlarıdır. Folik asidin kaynağı olan besinler ise; karaciğer ve koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. B12 vitamini ise sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunmaktadır. Karaciğer ve diğer sakatatlar bu vitaminlerden her ne kadar zenginde olsalar, tüketimi önerilmeyen besinlerdir.
** C VİTAMİNİ: Suda eriyen vitaminlerden olan C vitamini, güçlü bir antioksidandır. Aynı zamanda diş eti bütünlüğünün sağlanmasında, kas, bağ ve kemik dokunun üretiminde ve yanık gibi yaraların iyileşme sürecinde önemli rollere sahiptir. C vitamini, bazı bağışıklık hücrelerinde yoğun miktarda yer alır ve bu hücreleri serbest radikaller adı verilen zararlı maddelerden korur. Böylece bağışıklık sisteminin görevine devam etmesini ve güçlenmesini sağlar. Soğuk algınlığından korunmak için yeterli miktarda C vitamini alınması gereklidir. Soğuk algınlığı olan çocuklara yapılacak C vitamini desteğinin de soğuk algınlığı süresini azaltabileceği düşünülmektedir. Fakat, soğuk algınlığı süresince alınacak mega doz C vitamini hakkında şüpheler devam etmektedir. C vitamininden zengin besinler; kuşburnu, yeşilbiber, turunçgiller ve diğer sebze ve meyvelerdir. Bu tür besinlerin her öğünde yer alması önerilmektedir.
NOT: Günlük beslenmenizin yeterli miktarda vitamin içerip içermediğini öğrenmek için bir diyetisyene danışmalısınız. Lütfen vitamin ve mineral desteklerini (tabletlerini) doktorunuza danışmadan kullanmayınız.
Sağlıklı günler dilerim…
Gizem Şeber
Eskişehir Anadolu Gazetesi

About this blog